Lawrence H. Keeley - Uygarlıktan Önce Savaşlar
Barışçıl Vahşi Miti
Kendimizi canavarlaştırdığımızda insan olmanın acılarından
ve yüklerinden kurtuluyor muyuz?
İki dünya savaşının yarattığı sarsıntının ve yıkımın
ortasında Batı, uygarlaşmanın bedelini tartışmaya açmıştı. Yaşananların
hatırası tazeydi ve yeni şekillenen Soğuk Savaş nedeniyle topyekûn yıkım
olasılığının ilk kez ufukta belirmesiyle gelecek de parlak görünmüyordu. Böyle
bir ortamda sosyal bilimciler, özellikle de bazı önde gelen antropologlar ve
etnologlar felaketten çıkış yolunu uzak geçmişte, tarihöncesinde, “yaban” ve
“ilkel” uygarlıklarda, kayıp bir “altın çağ”da aradılar: Tarihöncesi ve yaban
toplumlarda savaş çok nadir görülüyordu, fazla can kaybına yol açmıyordu,
çocuksuydu. Vahşiler soylu ve barışçıldı, uygarlarsa savaşçı ve “şeytan”;
gittikleri yere hastalık, ölüm, kötülük ve acı götürmüşlerdi. Bu anlayış son
elli yıl içinde itiraz edilemeyen bir tabu hâline geldi.
Yayımlandığı tarihten beri çoksatanlar arasında yer alan bu kışkırtıcı kitap, işte bu anlayışa meydan okuyor.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.