EN SON YAYINLAR
SOSYOLOJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
SOSYOLOJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Voltaire - Türkler, Müslümanlar, Ötekiler

 


Voltaire - Türkler, Müslümanlar, Ötekiler

"Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır: Gaddar olmalarının yanı sıra merhametlidirler. Açgözlüdürler, fakat hırsızlıkları neredeyse hiç yoktur. Boş vakitlerini kötüye kullanmazlar. İçlerinden pek azı birden fazla kadınla evlenir. Avrupa'daki büyük merkezlerin içinde en az genelev kadını bulunan şehir İstanbul'dur. Dinlerine sıkıca bağlı olan Türkler, Hıristiyanlardan tiksinirler; onlara kâfir gözüyle bakarlar. Bununla beraber, onları ülkelerinin her yerinde, hatta devlet merkezlerinde bile hoş görür ve korurlar. İstanbul'daki Hıristiyan mahallesinin sokaklarında, paskalya yortusunda yapılan ayinlere izin verildiği gibi, muhafızlık etmeleri için de törenlerin başında dört yeniçeri bulundurulurdu."

Eserlerinden derlenen bu kitapta Voltaire, Osmanlı zaman dilimini kapsayan Türk/Müslüman tanımında, Fransız Devrimi'nin temelini atan görüşlerindeki ahlaki tutumu Türklerden esirgemeyerek Türkleri de İslamiyeti de bir ansiklopediste yaraşır şekilde kaleme almış, Türklerin çağdaş ve evrensel düzeyini araçları ile ifade etmiştir. Bu yansızlığıyla ansiklopedist kişiliğini ve mürekkebini kirletmeyen edip, nam-ı diğer Voltaire, ne tesadüf ki Türklere karşı olduğu kadar devrime de karşıdır.

Dünya fikir tarihine şerh düştüğü, "Tanrı olmasaydı, onu icat etmemiz gerekecekti." önermesi insanlık tarihi açısından, öznenin hem icadı hem de iktidarı olmuştur.

PDF İNDİR




Ute Gerhard - Kadın Hareketleri ve Feminizm

 


Ute Gerhard - Kadın Hareketleri ve Feminizm

1789’dan Bugüne Bir Hikaye

Kadın Hareketleri ve Feminizm kitabında, Fransız Devrimi’yle birlikte başlayıp ivme kazanan kadın hareketinin çeşitli durakları ve ana akımları anlatılıyor. 1848 Devrimi etrafında örgütlü bir toplumsal hareketin başlaması, yirminci yüzyılın dönüm noktasında kadın örgütlerinin ve toplumsal etkilerinin ulaştığı zirve noktası, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kadınların eşit vatandaşlık haklarına sahip olması ve nasyonal sosyalizm zamanında kadın hareketlerinin Avrupa çapında yaşadığı gerileme, 1970’den sonra doğan “yeni” feminizm hareketi ve son olarak yirmi birinci yüzyılın başlarında feminizm ve cinsiyet ilişkilerinde yaşanan değişimlerin kadınların durumuna olan etkileri ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor.

Ortak bir amaca hizmet eden feminizm ve kadın hareketi kavramlarının, ortaya çıkışlarından bugüne kadar ne gibi kültürel ve siyasi problemlerle karşılaştığını gösteren Ute Gerhard, günümüzde sosyal medyayla yükselişe geçen kadın hareketlerine değinerek geleceğe dair birtakım yorumlar da yapıyor.

PDF İNDİR





Şirin Tekeli - Feminizmi Düşünmek

 


Şirin Tekeli - Feminizmi Düşünmek

Feminizmi Düşünmek, Türkiye’de feminist hareketin öncü isimlerinden biri olan Şirin Tekeli’nin dönemlere ayırıp, bir araya getirdiği yazılarından oluşuyor. Kendisini “feminist kadın hareketinin en yaşlı üyelerinden biri” olarak tanımlayan Doç. Dr. Tekeli, YÖK’ün kurulmasından sonra üniversiteden istifa ederek, oluşmaya başlayan yeni kadın hareketinin bilfiil içinde oldu.
 
Kadın hareketinin 80’lerdeki eylem yıllarını, 90’lardaki örgütlenme aşamalarını yaşadı; eylem içinde olduğu yıllarda toplumun her alanında hareketin temsilciliğini yaptı, değişik platformlarda Türkiye’deki kadın sorununu tüm boyutlarıyla dile getirdi. Mor Çatı Sığınmaevi Vakfı’ndan KA-DER’e; Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’ndan Winpeace Türk-Yunan Kadınları Dostluk Girişimi’ne kadar uzanan birçok kadın örgütlenmesinin kuruculuğunu yaparken, bu örgütlerin eylemlerinde de bir aktivist olarak yeralan Şirin Tekeli’nin bu kitaptaki yazıları bu anlamda da tarihe tanıklık ediyor.

PDF İNDİR



Rebekka Endler - Eşyaların Patriyarkası

 


Rebekka Endler - Eşyaların Patriyarkası

Dünya Kadınlara Neden Uymaz?

“Tasarım, bizim fikirlerimize verdiğimiz biçimdir. İnsan yapımı olan her şey tasarlanmıştır. Hem maddi dünyanın eşyalarını - arabalar, seks oyuncakları, matkaplar, bisikletler, kıyafetler gibi - hem de sosyal tasarım gibi - kamusal alan, şehir planlaması, ayrıca dil, yasalar ve politika - maddi olmayan şeyleri içerir. [...] Bu kitap, dünyanın neden şu anda olduğu gibi olduğu ve neden pek çok insana uymadığı hakkında. Ve onu değiştirmek için ne yapabileceğimiz hakkında. Bu, çiçekli elbisenin öyküsüdür, tıpkı futbol ayakkabılarınınki gibi; video oyunlarının, seksin ve dinin öyküsü.”

Kadınlar neden tuvalet sırasında daha uzun beklemek zorunda kalıyor? Elektrikli aletleri neden erkekler daha rahat kullanıyor? Bilgisayar oyunlarının büyük çoğunluğu neden erkeklerin ilgilerine, heveslerine hitap ediyor? Maddi dünyamızı, bütün eşyamızı şekillendiren tasarımcı, patriyarkanın ta kendisi olabilir mi?

Rebekka Endler Eşyaların Patriyarkası’nda, içinde yaşadığımız maddi dünyaya hükmeden erkek egemen tasarımın izini sürüyor: Sadece ofis mobilyaları ya da kot pantolon gibi günlük eşyaların değil, kamusal alanı oluşturan mimari, altyapı ve ulaşım düzenlemelerinin de, hatta Batı tıbbında uygulanan teşhis ve tedavi yöntemlerinin bile erkeklere göre belirlendiğini gösteriyor.

Eşyaların Patriyarkası, verili kabul ettiğimiz yapılı çevreye feminist bir gözle bakıyor - ve bizi eşyaya sinmiş olan erkek-egemenliğine dair yeni bir farkındalığa davet ediyor.

PDF İNDİR




OSS Raporu - Seçilmiş Diktatör

 


OSS Raporu - Seçilmiş Diktatör

Adolf Hitler'in Psikanalizi

“Politik bilinci olmayan toplumla seçim yapmak, okuma yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!” Nietzsche

İkinci Dünya Savaşı devam ederken, Amerikan istihbarat örgütü OSS, psikanalist, Walter Langer’i Hitler’in psikolojik durumuyla ilgili bir rapor hazırlamakla görevlendirdi. Walter Anger amirliğinde geniş bir ekip oluşturuldu. Raporun hazırlık aşamasında yazılı görsel dökümanların yanısıra Hitler’in çalışma arkadaşlarından, yakınlarından ve akrabalarından birinci el bilgiler toplandı ve "Hitler Source Book" adlı on bir bin sayfalık bir veri tabanı haline getirildi. Bu devasa belge yığınından yola çıkan bilimsel kurul, Hitler’in çocukluğundan, cinsel yaşamına, sapık eğilimlerinden, psikopatolojik bozukluklarına, hatta Yahudi kanı taşıma ihtimaline kadar bütün olguları sınıfladı ve Freud’un görüşleri temelinde yorumladı. Sonunda ortaya, tamamen somut olgulara dayanan eksiksiz bir psikopat portresi çıktı. Hazırlanan gizli rapor 1970’li yılların başında Amerikan hükümeti gizli raporu halka açtı. Birçok yayınevi tarafından basıldı. İlk yayınlandığı günden beri tüm dünyada ilgiyle okunan Hitler’in Psikanalizi, diktatörlük var olduğu sürece güncelliğinden hiçbir şey kaybetmeyecektir.

PDF İNDİR




Olivier Roy - Dünyanın Düzleşmesi

 


Olivier Roy - Dünyanın Düzleşmesi

Kültürün Krizi ve Normların Tahakkümü

Psikolojik destek almak için uçağa tavuskuşunuzla ya da tasmalı bir timsahla binmeyi düşünür müydünüz? Yirmi-otuz yıl önce aklımızdan bile geçmeyecek bu tür davranışlar bugün yaşanmakla kalmıyor, bunlara ilişkin düzenleme ve açıklamaların yapılması zorunlu hale geliyor. Peki neden?

Olivier Roy bu soruya yanıt ararken, davranışların zımni kabullerle belirlenmesi anlamına gelen kültürün aşılması ihtiyacına işaret ediyor.

PDF İNDİR





Marshall Sahlins - Büyülü Evrenin Yeni Bilimi

 


Marshall Sahlins - Büyülü Evrenin Yeni Bilimi

Tanrılar nerede?

“Büyüsü bozulmuş dünyanın” modern sakinlerinden bazılarına göre öldüler. Bazılarına göre, başka bir âlemden bizi izleyip sadece gerek gördüklerinde müdahale ediyorlar. Evreni yaratıp kendi köşelerine çekildiklerini söyleyenler de var. Kimine göreyse hiç var olmadılar; insanlığın olgunlaşınca inanmaktan vazgeçtiği çocukluk hayalleri ve korkularıydılar.

Oysa dünyanın dört bir yanında tanrıların, ataların, iyicil ve kötücül ruhların ve hayaletlerin günlük hayatın olağan bir parçası olduğu topluluklar insanlık tarihinin büyük bölümünde vardı, bugün de var. Bu ruhsal varlıklar yağmuru yağdırıyor, bitkileri büyütüyor, insanlarla birlikte avlanıyor, bazen onlara düşman oluyor, hatta onlarla evleniyorlar. Her evde, her ağacın dibinde bizi izliyor, bazen ödüllendiriyor, bazen de cezalandırıyorlar.

2021 yılında aramızdan ayrılan aykırı antropolog Marshall Sahlins’in yetmiş yıla varan bilgi birikiminin ve deneyimlerinin zirve noktası olan bu eser, bir yandan gözden düşmüş, uzun süredir can çekişen antropoloji biliminin durumunu değerlendirirken, diğer yandan da onu yeniden canlandırmanın ve tanrılarla iç içe yaşayan halkları ve kültürleri anlamanın yeni bir yolunu öneriyor. Afrika’dan Amerika’ya, Kuzey Kutbu’ndan Yakındoğu’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada,  her taşın altından ruhların çıktığı, her köşe başında bir tanrıya denk gelinen ‘büyülü’ bir dünyada okuru etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kültürlerin, insanlığın ‘çocukluk çağının kalıntıları’ olmadığını gösteriyor.

PDF İNDİR



Luce Irigaray - Bir Olmayan O Cinsiyet

 


Luce Irigaray - Bir Olmayan O Cinsiyet

Kadının cinsiyeti ve cinselliği bugüne kadar hep erkekliğin parametrelerine göre düşünüldü. Dişili bastırmayan, onun çokluğunu bir’e indirgemeyen bir libidinal ekonomi, bir dil, bir toplum neye benzerdi? Fallik iktidarın ekonomisinin buyurduğundan başka bir dişil? Psikanalizin tarif ettiği ve normalleştirdiğinden başka. Dilin anlamsızlığa ve suskunluğa ittiğinden başka. Eril öznenin terse çevrilmiş imgesi olmayan bir başka? Aynı’nın Ötekisi olmaktan kurtulmuş bir Başka. Kadınların bedenlerinin sömürüsüne dayanan bu toplumsal işleyişi açığa vuracak, kadınların arzularının çokluğunu ifade edecek bir dil nasıl icat edilecek? Kadınların politikayla ilişkisi nasıl olacak? Kuramlarla? Bilimlerle? Kadın olarak nasıl konuşacağız? Hâkim söylemin düzenini bozarak. Erkeğin efendiliğini sorgulayarak. Kadınlar arasında, kadınlarla konuşarak.

Irigaray’ın sorduğu soruların birçok dili, birçok ruhu, birçok sesi var o yüzden. Bir analizin kılı kırk yaran titizliği de var onun metinlerinde, bir kanıtlamanın kendinden eminliği, cesareti de. Söylemin hakikat iddiaları karşısında kendini gülmekten alıkoyamamanın mizahı da var, birbirine dokunurken kendine dokunmanın iç kıpırtısı, sevgisi de. Ve kuşkusuz, yanıtlardan, öğretilenlerden, kullanıla kullanıla eskimiş cümlelerden kurtulmanın özgürlüğü de.

PDF İNDİR




Levent Cantek - Cumhuriyetin Büluğ Çağı

 


Levent Cantek - Cumhuriyetin Büluğ Çağı

Gündelik Yaşama Dair Tartışmalar 

Türkiye’nin çokpartili hayata adım attığı 1945-1950 döneminde "açılıp saçılan", sadece politika değildi. Cumhuriyetin kuruluş sürecinin, Tek Parti döneminin ve İkinci Dünya Savaşı’nın endişeli günlerinin biriktirdiği basınç azaldı, gündelik hayatta, toplumsal ilişkilerde bir canlanma yaşandı. Dünya biraz daha yakına geldi, "mevzular" çeşitlendi, popüler kültür olanca cazibesiyle serpilmeye başladı. Levent Cantek, tutkularla endişelerin birlikte boy attığı bu "uyanış" dönemini, "Cumhuriyetin Büluğ Çağı" olarak tanımlıyor.

PDF İNDİR





Kolektif - Queer Temaşa

 


Kolektif - Queer Temaşa

Bu derleme, bedeni ve cinselliği zapturapt altına alan hetero-normatif düzende ve ikili cinsiyet sisteminde bir delik açma, straight düşüncenin ötesinde bir yaşayışa, bir tahayyül alanına kapı aralamak için beden ve cinsellik düzeninde bir temaşa davetidir.

Queer teori, LGBT olmanın kişiyi radikalize etmediğini ve na-trans bir heteroseksüel olmanın da onu straight yapmadığını savunur; cinselliğe ve bedene dair kurduğu normlar nedeniyle straight olabilir, LGBT olmanın kendisi ise heteroseksist, ikili cinsiyet düzenini ihlal yahut ilga etmez.

Dolayısıyla odağımız artık kimlikler, özler ya da doğa değil, beden ve cinsellik üzerine kurulan kod sisteminin, normalin, normun kendisidir. Queer bir tahayyülden bahsedebilmemiz için ise sadece heteroseksüel dünyanın değil, LGBT camiasınında cinselliğe ve bedene bakışını masaya yatırmamız gereklidir.

Queer Temaşa yalnızca hetero-normativiteyle değil, homo/trans-normativiteyle de şekillenen bir yolculuk...

PDF İNDİR




Kolektif - İhtilaller ve Darbeler Tarihi - Cilt 2

 


Kolektif - İhtilaller ve Darbeler Tarihi - Cilt 2

İhtilaller ve Darbeler Tarihi, ilk çağlardan bugüne en önemli ihtilâl ve darbeleri sırasıyla bir araya getiren, resimli, ansiklopedik bir eserdir. Birinci ciltte 20. Yüzyıla kadar, ikinci ciltte 20. Yüzyıldaki ihtilal ve darbeler yer almaktadır.

PDF İNDİR




Kolektif - Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni Cilt 3

 


Kolektif - Doğu'dan Batı'ya Düşüncenin Serüveni Cilt 3

Yeniçağ Düşüncesi

Batı düşüncesinin en büyük düşünsel kırılmalarından biri, kuşkusuz Descartes ile başlayıp, diğer rasyonalist filozoflarla devam eden Aydınlanma düşüncesinin zirve noktasını temsil ettiği, idealizmle taçlanıp bizleri çağdaş düşünceye ulaştıran Yeniçağ düşüncesidir. Bu dönem, kendisinden neş’et ettiği Batı Düşüncesi ile beraber, diğer düşünme biçimlerine de derinden tesir etmiş; yakın geçmişte olduğu kadar günümüzde de etkin olan birçok paradigma, felsefe ve akımın başlatıcısı olmuştur.

Ortaçağ’dan Yeniçağ’a geçişte günümüze ışık tutan filozoflar arasında Malebranch’ı, çağa damgasını vuran Descartes’ı, rasyonalizmin gölgesinde ilerleyen Spinoza’yı ve Leibniz’i, Yeniçağ’daki bilim anlayışındaki paradigmatik değişiminin en önemli temsilcisi olan Francis Bacon’ı ve Aydınlanmanın kurucu filozofu Locke’u, Berkeley’i, Kant’ın müjdecisi Hume ve yüzyılın en büyük filozofu Kant’ı tartışmak gerekmektedir.

PDF İNDİR




İsmet Zeki Eyüboğlu - Uyanış

 


İsmet Zeki Eyüboğlu - Uyanış

Uyanmak, yataktan kalkmak, yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltıya oturmak değildir, düşünsel alanda üreticiliğe soyunmaktır. Bunu başarabilmek için de bilgisel düzeneklerin sağlanması gerekir. Uyanmak, geleceğe uzanmaktır, yarının karanlığını yırtacak ışıldağı yaratmaktır.

PDF İNDİR





Helmut Uhlig - Tanrı Başlangıçta Tanrıçaydı

 


Helmut Uhlig - Tanrı Başlangıçta Tanrıçaydı

“Tanrı başlangıçta kadındı”
 
Bu, Helmut Uhlig’in erken insanlık tarihindeki dişilin rolü üzerinde provokatif savıdır. Yazar bu savın üzerine yazdığı kitabıyla “Ulu Ana” olarak sayılan, tapınılan kadının yaşamın anlamlı merkezinde gizemli bir şekilde uzaklaştırıldığı insanlık tarihinin en heyecanlı dönemlerine götürüyor.
 
Yaklaşık 5000 yıl önce başlayan bu devrim, insanların gelişimini nasıl etkiledi? Ve cinsiyet eşitliği için uğraşan bugünün toplumunda ne gibi sonuçlar doğurdu? “Dişilin dünya Dini” için yenileştirilmesi insanlığın geleceğini güvence altına alabilir mi?

Helmut Uhlig, çok ilginç çizimlerin de yer aldığı eserinde en erken tarihlerdeki kadınsı olanı okura özetliyor. Neandertal adamın, mağara yaşamının, Megalitik Dönem’in ve Kuzey’in kanıtlarının zincirini, taş ve tapınak yapıların izlerini Bretonya’dan Dordogne’a, Malta tapınaklarına, Çin ve Hindistan’a kadar sürüyor.

PDF İNDİR




Sylvia Marcos - Bedenler, Dinler ve Toplumsal Cinsiyet

 


Sylvia Marcos - Bedenler, Dinler ve Toplumsal Cinsiyet

Bedenler, Dinler ve Toplumsal Cinsiyet, disiplinler arası bir çalışma. Michel Foucault'dan bu yana akademik tartışmanın gündeminde merkezi bir yer tutan Beden konusu, dinler yalnızca tektanrıcı olanlar değil; hatta daha çok marjinal sayılan inanç sistemleri, örneğin yerli dinleri ve senkretizmler çerçevesine yerleştiren makalelerden oluşuyor. Makaleler, ağırlıklı olarak, Türkiyeli okurların fazla tanış olmadığı uluslardan kadın akademisyenlerin, kadınları merkeze alan yaklaşımlarıyla kaleme alınmış. Böylelikle okurlar, Sri Lanka'dan Porto Riko'ya, Latin Amerika yerli topluluklardan Hindistan'a, çok farklı toplumsal cinsiyet deneyimleriyle tanışma olanağını bulacağını ve farklı dinsel geleneklerin bedeni, özellikle de kadınların bedenlerini konumlandırışları konusunda bir fikir sahibi olacaklardır.

PDF İNDİR




Renata Salecl - Seçme İkilemi

 


Renata Salecl - Seçme İkilemi

Günümüzde birçok konuda bizi bunaltacak kadar fazla seçenekle karşı karşıyayız. Marketteki peynir veya deterjan reyonlarından ev eşyalarına ve telefon servislerine kadar tüm tüketim ürünlerinde bizi zorlu seçimler bekliyor. Evet, tükettiğimiz ürünleri seçmekte - belli sınırlar çerçevesinde - özgürüz. Peki ya daha hayati meselelerde? Mesela parçası olduğumuz sistemi seçme şansımız var mı?

Renata Salecl her şeyden önce kapitalist düzenin sunduğu içi boş seçeneklerle bireyleri nasıl hayatlarını istedikleri gibi şekillendirebilecekleri yanılsamasına sevk ettiğini gözler önüne seriyor. Ona göre modern kapitalist toplumda yaşam tercihleriyle tüketici tercihlerine aynı muamele yapılıyor: "Doğru duvar kâğıdını ya da saç kremini bulmaya çalışır gibi 'doğru' hayatı bulmaya çalışıyoruz."

Ayrıca gündelik hayatta - örneğin aşk ilişkilerinde veya çocuk sahibi olup olmama konusunda - karşımıza çıkan zor seçimlerde devreye giren rasyonel ve irrasyonel mekanizmalar da irdeleniyor. Yalın anlatımı, keskin gözlemleri ve isabetli tespitleriyle Salecl, seçme konusu üzerinden insan psikolojisinin çetrefil labirentlerine ışık tutuyor.

PDF İNDİR




Oral Çalışlar - İslamda Kadın ve Cinsellik



Oral Çalışlar - İslamda Kadın ve Cinsellik

Kitabımı, İslamiyetin kadın ve cinselliğe bakışı ile sınırlı tuttum. Bu konudaki şüphesiz ilk kitap bu değil. Fakat bugüne kadar yazılanlardan belki önemli farkı, İslamiyet övmek veya yermek gibi özel bir amacının olmaması. Çünkü incelediğim kaynakların hemen tümünde böyle bir açmaza rastladım. İslamcı yazarlar, İslamın tezlerini haklı çıkarabilmek ve ideolojik tutumlarını karşı tarafa kabul ettirebilmek için özel bir övme çabasına girişmişler ve bugün kabul edilemeyecek birçok düşünceyi eskilerin deyimiyle tevil etmeye, gözden uzak tutmaya gayret etmişler. Bu tutumlarını tamamen anlıyorum, ama böyle davranmanın bir işe yaramayacağını düşünüyorum.

PDF İNDİR




Mustafa Balbay - Yürüyüş

 


Mustafa Balbay - Yürüyüş

Vicdanın Ayak Sesleri

Türkiye 2007-2017 arasındaki 10 yıllık dilimde 3 büyük toplumsal çıkışı yaşadı.

2007'deki cumhuriyet mitingleri...

2013'teki Gezi direnişi...

2017 adalet yürüyüşü...

CHP Genel Başkanı Kemal

Kılıçdaroğlu'nun 15 Haziran perşembe günü Ankara Güvenpark'tan başlattığı adalet yürüyüşü 9 Temmuz pazar günü Maltepe mitingi ile yeni bir başlangıç doğurdu.

İktidarın OHAL'i kullanarak her adımı terör faaliyeti saydığı bir ortamda binlerce kişi 24 gün boyunca Ankara'dan İstanbul'a yürüdü.

Kadınlar yürüdü...

Ağıt yakanlar yürüdü...

Umut denizi yürüdü...

Atatürk'ün, "dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla yorulmaz" sözü ete kemiğe bürünmüştü.

Mustafa Balbay bu insan denizinin içindeki duyguları, beklentileri yaşadı, gözlemledi, yazdı.

Yürüyüş bir gerçeği daha, dağlara, taşlara, yollara, kalplere yazdı:

Örgütlü halktan daha büyük bir güç yoktur!

PDF İNDİR




İBB Yayınları - Osmanlı İstanbul'unda Kadın

 


İBB Yayınları - Osmanlı İstanbul'unda Kadın

Osmanlı İstanbul’unda Kadın; Osmanlı döneminde İstanbul kadını edebiyattan sanata, çalışma hayatından modaya, eğitimden hak mücadelesine, güzellik yarışmalarından sinemaya her yönüyle ele alınıyor.

Tarih, kültür, kadın ve İstanbul çalışmalarıyla ilgilenen herkesin yararlanabileceği derinlikli bir başvuru kaynağı. 

Toplumsal cinsiyeti tıpkı sınıf, statü, ‘ırk’ ve etnisite gibi tarihsel olarak sorgulanması gereken bir değişken olarak ele almazsak, ne kadınların ne de başka grupların tarihini tam olarak anlayabiliriz.

PDF İNDİR





Georg Simmel - Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi

 


Georg Simmel - Gizliliğin ve Gizli Toplumların Sosyolojisi

‘’Gizlilik insanlar arasına bariyerler yerleştirir ama aynı zamanda dedikodu ya da itiraf yoluyla bariyerleri yıkma cazibesi de sunar. Bu cazibeye bir üst ton olarak sırrın ruhsal hayatı da eşlik eder. Böylece sırrın sosyolojik anlamı, uygulamadaki ölçüsü ve işleme şekli, sırrı kendine saklama kapasitesinde ya da ihanet etme dürtüsüne karşı direncinde aranmalıdır. Bu saklama ve açıklama oyunundan insan ilişkilerinin nüansı ve kaderi ortaya çıkar.’’

Ünlü Alman sosyolog Georg Simmel’in toplumsal etkileşimcilik üzerine yoğunlaşan çığır açan düşünceleri, günümüzde de çağdaş sosyoloji kuramlarını etkilemeye devam ediyor. Gizli toplumlar üzerine ortaya koyduğu bu çalışmasında Simmel, bireysel ilişkiler üzerinden temellenen gizlilik kavramının, Afrika kabilelerinden masonlara oradan da merkezi politik güçlere uzanan etkisinin izlerini sürüyor.

PDF İNDİR



 
SUPPORT / DESTEK : ATLAS
Copyright © 2014 ATLAS