Machado De Assis - Mezarımdan Yazıyorum
Her yaşam biriciktir. Her yaşam öyküsü de öyle... Brás
Cubas'ınki ise biraz daha biriciktir.
Ne de olsa, Latin Amerika edebiyatının en iyi romanlarından
birinin kahramanıdır. Üstelik kendi hayatını ölümünden sonra anlatan bir
karakterdir Brás Cubas. Sıkıcılığı bu dünyada bırakmıştır. Kendi hayatını neşe
kalemi ve hüzün mürekkebiyle yazar. Bazen okurdan içtenlikle özür diler,
bazense onu erdem budalası olmakla suçlar. Bir yandan, hata bulmak için yanıp
tutuşan eleştirmenle dalga geçer, diğer taraftan kendi kitabının - okurun pek
de hoşuna gitmeyecek - kusurunu bizzat kendisi ifşa eder. Sadece öz yaşam
öyküsü değil, "sahici bir öz yaşam öyküsü"dür anlatılan. Çünkü
ölmüştür ve dünyevi küçük hesapları yoktur. Yaşarken geliştirdiği küçük
fikirleri ve kuramları vardır: Hüzün giderici bir yakı, Pencerelerin Denkliği
Yasası, Faydalar Kuramı, İnsan Basımları Kuramı, İnsan Sefaletinin Birliği, ruh
jeolojisine bir nevi giriş, kadınların ve erkeklerin dalkavukluk etme biçimleri
veya mezar taşı yazılarının felsefesi...
Kuşkusuz her klasik roman biriciktir. Latin Amerika edebiyatının başyapıtlarından
Mezarımdan Yazıyorum ise biraz daha biriciktir.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.