Upton Sinclair - Altın Zincir
“İsa'dan önce 98073 yılında - şu halde bundan yüzbin yıl evvel - güzel bir akşam üstü Oğ'un oğlu Ogi mağarasının önünde yanan ateşin başında oturuyordu. Yağlı dudaklarını yalıyor ve yine yağa batmış parmaklarını göğsünü kaplayan sık kumral kıllara siliyordu. Dudakları ve parmakları üzerindeki yağ ateşte kızartmış olduğu bir yaban öküzüne aitti. Kabilesi bütün gün av peşinde koşmuş ve müthiş öküzün gözüne kargıyı bizzat Ogi sokmuştu. O genç ve yiğitti. Şimdi etin aslan payı midesinde olarak istirahat ediyordu. Uykudan ağırlaşmış gözlerle ateşin karşısında otururken o günkü avın macerası rüya gibi bir defa daha kafasından geçiyordu.”
Toplumcu mücadelenin büyük kavgasının yazarlarından Upton Sinclair,'ın bu kitabı, sanatın, özellikle edebiyatın, ezilen sınıfların, haksızlığa uğramışların kısacası hayattaki adaletsizlikler karşısında doğrunun/zayıfın yanında durması gerektiği iddiasını seslendiriyor. Sinclair'e göre "sanat sanat içindir" tezi çürümüş bir bakış açısı olup "sanat toplum için" olmalıdır. Yazar bu görüş ışığında aralarında Anatole France, Joseph Conrad, Jack London, Tolstoy, Dostoyevski, Goethe, Dante olmak üzere yaklaşık 70 civarında edebiyat dünyasında dev olmuş isimleri değerlendirmiş. Edebiyatı meslek edinmiş veya edebiyata tutkun kişilerin mutlaka okuması gereken bir başucu kitabı.. Özellikle kitabın giriş kısmında M.Ö. 98073 yılında bir mağara önünde yediği öküzün yağını göğsüne silen Ogi'nin sanatı keşfetmesi, sonrası başına gelenler ve Ogi'nin buna karşı tutumu kitabın aslında ana fikrini ortaya koyuyor.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.