Ferruh Sidar - Büyük Kin'in Kısa Öyküsü
Hilafetin kaldırılmaması yönünde olağanüstü emek
harcayanlar, Cumhuriyet'in ilanından sonra, 17 Kasım 1924'te kurdukları partiye
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adını vererek, "İleri Cumhuriyetçi"
olduklarını iddia ettiler. Yıkıcı olan bu parti, gericilerin umut ve çalışma
kaynağı oldu. Atatürk, bu parti yöneticilerini "Dinsel düşünce ve
inançları kullananlar" diye tanımlıyor. "Dini söylemleri bayrak gibi
kullanarak bilgisizleri, bağnazları ve boş inançlara saplanmış olanları
aldatarak güç ve çıkar sağlamayı amaç edinenler Türk Ulusu'nu yüzyıllardan beri
sonu gelmeyen yıkımlara; içinden çıkabilmek için büyük özveriler isteyen
bataklıklara, hep bu bayrağı göstererek sürüklemedi mi?" diye soruyor Ulu
Önder. Ve "Cumhuriyet sözcüğünü bile söylemekten çekinenlerin; onu doğduğu
gün boğmak isteyenlerin kurdukları partiye, 'İleri Cumhuriyet' adını vermeleri,
içten gelme ve inanılır bir davranış olamaz," diyor. Özellikle, bu parti
yöneticilerinin dinsel inanca saygı perdesi altında; 'Biz halifeliğin yeniden
kurulmasını isteriz, medreseleri-tekkeleri-softa, şeyh ve müritleri
koruyacağız' biçimindeki haykırışlarını anımsatıyor...
Kinci zihniyetin son temsilcileri de, ataları gibi, araç olarak kullandıkları
demokrasiye "ileri" kavramını iliştirdiler. Zamanında, kurulmasına
engel olunamayan Cumhuriyet'in; "Ulusçulukla hesaplaşmanın zamanı
geldi," diyerek içini boşaltmaya çalışıyorlar şimdilerde.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.