A. Onur Aktaş - Aynılığın Tekrarından Biricikliğin Büyüsüne
Nietzsche çağları aşan bir perspektifi, insan yaşamına dair
vurgularla yazmış ve yaşamıştır. Onu anlamak zor, yanlış anlamak ise çok
kolaydır. A. Onur Aktaş, Nietzsche'nin en önemli kavram ve anlatılarını,
yaşadığımız toprağın kültürüne dair söylemleri de katarak o kadar berrak
anlatıyor ki geçmişte okuduğunuz herhangi bir Nietzsche kitabını belki dönüp
yeniden yorumlamanızı yeni çıkarımlar sağlamanızı olanaklı kılıyor. Ancak
Aktaş'ın kitabında sadece Nietzsche ile beraber değiliz. Schopenhauer'un
müziği, Aristoteles'in mutluluğu, Smith'in duyguları da bizlerle...
Ölümün farkında olan tarafımız soruyor, "Aciz bir varlık olduğunu
biliyorsun, peki yaşadığının farkında olarak mı yaşıyorsun? Bu senin hayatın
mı? Yoksa büyüklerinin, öğretmenlerinin, din insanlarının, politikacılarının,
reklamcılarının, medyanın sana biçtiği rolü oynayan ruhsuz, kuru bir aktör
müsün? Kendi düşüncelerini oluşturmaya, kendi hayatını yaşamaya çabaladın mı?
Kimin hayatını yaşıyorsun?" Bu sorular ister istemez huzursuzluk yaratacaktır…
Huzursuzluk, eğer can kulağıyla dinlenilirse aslında bir çağrıdır. Bu başka
birileri ile ilgili bir sorun değildir. Dolaysız, vasıtasız, her an, doğrudan,
içerden bizi ilgilendiren bir çağrıdır.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.