Celal Şengör - Bir Toplum Nasıl İntihar Eder
Türkiye bir bilim ülkesi değildir. Ürettiği bilim de birkaç
kişisel istisna dışında dünya ölçeğinde tamamen ihmal edilebilir düzeydedir.
Türkiye'nin bu bilim fakirliği, sanayisine ve ticaretine de yansımıştır. Özgün
hemen hiçbir sanayi ürünü olmayan Türkiye, ticarette de, tarımda da gariban
olup, örneğin yazılım oluşturmak gibi akıl ve bilgiden başka hiçbir sermaye
istemeyen son derece kolay ve getirisi büyük bir işi dahi yapamamaktadır.
Türkiye'de (askerlik hariç) hemen hiçbir konuda bir ehil insanlar sınıfı
yoktur.
Türkiye bu zavallı duruma 1946'dan sonra düşmüştür. Çünkü 1946'dan sonra ülke
idaresi tam cahillerin eline geçmiştir. 1920'lerden beri gelen Atatürk'ün elit
idaresinden intikam almaya azmetmiş bu kırsal güruh, Türkiye'yi gerçek bir
felâkete sürüklemiştir. Ülkedeki tüm sözümona "gelişme" dünya gelişme
hızının çok gerisinde kalmış, ancak zır cahil üçüncü dünya ile kıyaslandığında
"göğsümüzü kabartan" otoban gibi, gökdelenler gibi, telekomünikasyon
gibi kopya ürünleriyle yaşam seviyesi yukarı doğru kımıldamıştır.
Eğitim, 1946 sonrası dönemde en büyük yarayı alan kesim olmuştur. Öğretmenlik
mesleği ayağa düşürülmüş, üniversiteler, bu adı taşıyan bina sayısı arttığı
halde tamamen ortadan kalkmış, eğitim ehil insan yaratmak yerine diplomalı
cahil üreten bir fabrika haline getirilmiştir. Bunda da temel amaç, cahil
kırsal kesimin hak etmeden ve emek harcamadan her şeye, başkalarını ve
kendisini kandırarak ulaşma hırsını tatmin olmuştur.
Türkiye sonu pek feci bitebilecek olan bu cehalet temelli politikalarından
derhal vazgeçerek aklını başına almalıdır.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.