Samim Kocagöz - Kalpaklılar
“Düşman donanması açıklarda demirlemiş, iki harp gemisi
rıhtıma biraz daha yaklaşmıştı... Güvertedeki askerler ellerini, şapkalarını
sallıyor, marşlar söylüyorlardı... Mavili beyazlı elbiseler giymiş genç kızlar,
ellerinde çiçekler, vapurlardaki askerlere öpücükler yolluyorlardı.”
İngilizlerin güdümündeki Yunan ordusu 15 Mayıs 1919’da
İzmir’i işgal ederken genel manzara böyleydi. Ta ki karaya ayak basan ilk Yunan
askerlerinin ortasına bir el bombası atılana kadar. Bombayı atan gazeteci Hasan
Tahsin, “Dövüşe ben başlıyorum, siz devam edeceksiniz” diyecek kadar emindi
çaktığı bu ilk kıvılcımın tüm ülkeyi saracağından. Yanılmamıştı da: İzmir bir
sembol oldu, bayrak oldu, taştı Anadolu’nun içlerinden. Cephelerde Mehmet’ler,
dağlarda efeler, her türlü imkânı kullanarak askerlere cephane taşıyan
kadınlar, tüm Anadolu tek yürek oldu, başkaldırdı işgalcilere ve onların
işbirlikçilerine.
Kalpaklılar, Samim Kocagöz’ün belgelere dayanarak işlediği bir destan: İşgal
altındaki topraklardan Kuvayı Milliye’nin doğuşuna, cephelerdeki çarpışmalardan
gerici ayaklanmalara kadar Kurtuluş Savaşı’nın, bir ulusun bağımsızlık için
verdiği mücadelenin gerçek destanı.
Bu destan, Kalpaklılar’ın devamı olan Doludizgin’le birlikte tek ciltte…
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.