Margaret Atwood - Damızlık Kızın Öyküsü
“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe
dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu
yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık
Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti,
onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra
cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük
hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…
Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist
distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir
paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor.
Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem
örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir
gerçeğin.
Anlatılan bizim hikâyemizdir!
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.