Julia Kristeva - Korkunun Güçleri
İğrençlik Üzerine Deneme
Dehşet, iğrençlik, pislik... Uzakta tutulmaya çalışılan,
dışlanan, bastırılan ama geri dönen; bir tokat gibi suratımızda patlayan;
bedenimizi istila eden; rüyalarımızı, bilincimizi ve bilinçdışımızı belirleyen,
silinmeyen damga. Binlerce yıllık bir hafızada, mitlerde, dinlerde ve nihayet
edebiyattaki iziyle dehşet. İşte Kristeva´nın Korkunun Güçleri´nde
disiplinlerarası bir yaklaşımla, psikanalizden dilbilime, semiyotikten
edebiyata uzanarak gözler önüne serdiği ana tema.
Yakından bakıldığında tüm edebiyatın konusudur neredeyse "kıyamet".
Ve tarih boyunca, o "kıyamet"i yaşayanların varoluşu artık kimliksiz,
heterojen, hayvani, başkalaşmış ve kırılgan bir sınırda kendini gösterir;
borderline yani sınır kişilikler, travmanın kalıcılığı...
Kristeva, dehşetin anlamının ve gücünün hangi evrensel öznellik mekanizmalarına
yaslandığını göstermeye çalışırken, bu konuda ayrıcalıklı yeri edebiyata
veriyor. Hem de böylesi bir edebiyatın en derin, en mahrem kıyametlerimizin
odağı olduğuna vurgu yapıyor.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.