Alice Miller - Beden Asla Yalan Söylemez
Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız
Birine öfkelenme özgürlüğümüz yoksa onu sevmeyi seçemeyiz. Sevmeme
özgürlüğümüz olmayan birini gerçekte(n) sevemeyiz.
Birine karşı hissettiğimiz duygu “ona karşı hissetmemiz gerekenler” diye
önceden tarif edilmişse, onunla meselemiz bitmeyecek, hatta başlayamayacaktır
bile.
Gerçek hayatta “Böyle hissetmem lazım!”, “Şöyle hissetmemem lazım!” diye bir
şey yoktur çünkü. Hisler ne yöne gideceklerini gerekliliklere sormazlar. Hiçbir
‘gerçek’ ve olgun ilişki özünde nesnel değildir. Özneler ‘gerçek’
paylaşımlarını nesnellik üzerinden kurmazlar.
Kabullenme özgürlüğümüz olmayan her duygu dışarıya akamayan bir irin gibi
bedenimizi ve ruhumuzu ele geçirir. İçimize hapsettiğimiz her duygu aynı
zamanda içimizi hapseder.
Üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız çünkü. Eksik olduğumuzu ararız,
hem de eksik bırakandan ya da ona benzeyenden. Noksanımızı, bizi zaten noksan
bırakandan dileniriz bir ömür boyu.
Oysa yapabileceğimiz yegâne şey alamadığımız ilgiyi, saygıyı, duygularımıza
dair anlayışı, korumayı ve koşulsuz sevgiyi kendimize gösterebilmemizdir. İnsan
ancak kendi kendinin ebeveyni olabildiğinde yetişkin, özgür ve mutlu olabilir.
Bunlar içinizde bir yerlere biraz tanıdık geliyorsa bu kitabı okumaya
hazırsınız.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.