EN SON YAYINLAR

Nilgün Bodur - Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim

 


Nilgün Bodur - Akıllandım Artık Şimdi Daha Deliyim

“Kitabı yazanın aynası filtresiz...

Peki, o tavan arasından neler çıktı dersiniz?

Bir dolu delilik...

Üstelik zekâya hizmet eden, yaratıcı, hırçın ama sevimli bir delilik...

Anladım ki delilik bile aklı olanın akıllıca kullanabileceği bir lütuf.

Demek bu yüzden akıl bile bazen sakil kalabiliyor hayat karşısında.

Nilgün Bodur bu kez alışılmadık bir yoldan yürüyor kendine. Üstelik bunu insanlık adına yapıyor. Düpedüz kendiyle dalaşıyor. Hem de en acımasız haliyle, bütün ölümcül silahlarıyla gidiyor kendinin üzerine. Kimse ona bundan daha zalimce yaklaşamamıştı şimdiye kadar.

Hangi taraf galip geliyor söylemeyeceğim.

Bunun hiçbir önemi yok çünkü...

Beni bu kitapla ilgili hâlâ asıl düşündüren şey, insanın kendine karşı hem haklı hem de haksız çıkması...

İşte tam da bu noktada kim olduğuyla yüzleşiyor insan. Anlıyor ki bütün savaşları zafersiz. Kimse galip gelemiyor kendine.  Ama uzlaşmayı seçerse muhakkak bir şansı oluyor hayatta...

Yani bu kitap mücadele etmeyi göze alanlar için değil, içsesini duymaya cesaret gösterenler ve kendine doğru yolculuğa çıkmaya hazır olanlar için yazılmış... ”

PDF İNDİR



Nihat Genç - Sordum Kara Çiçeğe

 


Nihat Genç - Sordum Kara Çiçeğe

"Psikoz" denilen bir hastalık, balığı ağzına saplanmış olta gibi insan beynine saplanmış ve bu saplanan şey o insanın merkez üssü haline gelmiş. Anlamadınız mı, halk arasında "psikopat" derler, şu Falkonetti'yi hatırlayın, dünya değişse hayatları değişmez, imkanlar-durumlar-olaylar değişse Falkonetti'nin "kötücül saldırgan intikam" duygusu değişmez, hani "musallat" oldu gitmiyor derler, psikoz aynen böyle bir şeydir, önlem alınmazsa musalla taşına kadar musallat olur başınıza.

İnsanlık için en acıklı durumdur, örgütlerde, ataerkil yapılarda, totaliter yapılarda, otoriter düzenlerde, cemaatlerde çokca karşınıza çıkar... Yani "insan özgürlüklerinin sınırlandığı", yani "ifade özgürlüğünün olmadığı, yani insanın kendini kimliğini ifade edip gerçekleştiremediği her yerde, yani "baskı altında bir şeyleri tutmaya başladığınızda" ortaya çıkar.

PDF İNDİR



Niccolo Machiavelli - Prens

 


Niccolo Machiavelli - Prens

“Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin, şereften, onurdan, ahlaktan yoksun davranışlarını, hırsızlığını, yalnızca kendi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.” - Niccolo Machiavelli

Yalnızca siyasal içeriğiyle değil, edebi üslubuyla da klasik edebiyatın ölümsüz metinleri arasına giren bu benzersiz eser Floransa’lı yazar Niccolo Machiavelli tarafından politika hakkında yazılmış bilimsel, felsefi bir incelemedir.

Prens'te dile getirilen görüşler genellikle bir hükümdarın saltanatını nasıl ayakta tutabileceği ve hükümdarlığını nasıl daha da güçlendirebileceği üzerinedir. Machiavelli'ye göre ahlaki ilkeler her özel durumun ihtiyaçlarına tamamen teslim olmalıdır. Bu yüzden prens, gücünü koruyabilmek için gerekirse her şeyi yapmaktan çekinmemelidir. Machiavelli, bir hükümdarın asıl gücünü sevilmekten çok korkutmaktan alması gerektiğini söylerken yine de kendinden nefret ettirmemesi gerektiğini de öğütlemektedir.

PDF İNDİR




Neil Gaiman & Michael Reaves - Ara Dünya

 


Neil Gaiman & Michael Reaves - Ara Dünya

Joey Harker fazlasıyla sıradan biriydi...
 
Joey Harker kendi evinde bile kaybolurdu. Ancak bir gün öyle bir kaybolacaktı ki kendisini paralel bir evrende bulacaktı.
 
Joey bir Yürüyüşçü’ydü. Alternatif evrenler arasında Yürüyebilirdi. Joey, evrende bu özelliğe sahip tek kişiydi. Elbette kendi evreninde. Her alternatif evrende bir Joey vardı ve Joey’ler, evrenin dengesini korumak adına Ara Dünya ismini verdikleri bir organizasyona mensuplardı.
 
Ne zaman bir Yürüyüşçü ortaya çıksa, büyüyü kullanarak evrenleri boyunduruğu altına almak isteyen HEX ile aynı emeli bilime başvurarak yerine getirmeye çalışan İkili, bu Yürüyüşçüleri ele geçirmeye çalışırdı. Joey de ilk kez Yürüdüğünde, tam da bu iki organizasyon arasındaki bir çatışmanın ortasında bulacaktı kendini.
 
Ve Joey’yi kurtarabilecek tek kişi yine Joey’ydi. Daha doğrusu, Joey’lerden oluşan bir ordu. Her biri farklı boyutlardan gelen Joey’ler, hem büyünün hem de bilimin işgalci ordularına karşı koyan, evrenlerin dengesini korumayı amaçlayan Ara Dünya’nın mensubuydular. Ve Joey’nin de onlara katılmasını istiyorlardı.
 
Joey her şeyi unutup normal hayatına geri mi dönecekti?
 
Yoksa savaşa dahil mi olacaktı?

PDF İNDİR




Nedim Gürsel - Allah’ın Kızları

 


Nedim Gürsel - Allah’ın Kızları

Nedim Gürsel’in Allah’ın Kızları, tarihsel ve güncel iki düzeyde kurgulanmış çok sesli bir romandır. Tarihsel düzeyde Hz. Muhammed’i romanın merkezine yerleştiren yazar, İnanç, şiddet ve ölüm sorgulaması yapar. İslam’ın doğuşu sırasında Kureyşlilerin putlara taptığı dönemi dişi putlara söz vererek öyküler. Hz. Muhammed’in özyaşamı ve İslam dinini yaymak için verdiği savaşım tarihsel gerçeklikleri içerisinde sunulur. Güncel düzeyde ise, Gürsel’i çağrıştıran bir çocuğun bakış açısıyla, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunda subay olan dedesinin, Hz. Muhammed’in coğrafyası olan Mekke ve Medine’de Araplar ve İngilizlere karşı verdiği savaş öykülenir. Özkurgusal nitelikler taşıyan romanda, Anlatıcı-Yazar Gürsel, insanların inancına karşı büyük bir saygı besler.

PDF İNDİR




Necdet Pekmezci - Yeşil

 


Necdet Pekmezci - Yeşil

Derin Devletin Üvey Evladı

Yeşil muamması sürüyor, yaşıyor mu yoksa öldü mü? Mehmet Eymür öldüğünü, Arif Doğan yaşadığını söylüyor. İsrail veya Suriye’de öldürüldüğünü söyleyenler de var. Ortada bir ceset, mezar yok. Son iddiayı da ben yazdım, Yeşil 1996 yılının Temmuz ayında Ankara’da infaz edildi. Ve infaz edildiği yere yakın bir yere de gömüldü…

Ama bundan daha önemlisi Yeşil’in karanlık ve derin hayatında neler olmuştu? Hangi karanlık işlere bulaşmış, bunları ne adına yapmıştı? Onu kimler efsane yapmıştı?

PDF İNDİR



Murathan Mungan - 227 Sayfa

 


Murathan Mungan - 227 Sayfa

“Yalnızca yaratmanın, üretmenin sorunları değil, aynı zamanda okumanın, seyretmenin, dinlemenin, izlemenin, anlamanın, kavramanın, değerlendirmenin yolu yordamı benim zihnimi meşgul ettiği kadar okurun da aklını kurcalasın istedim. Ben yazarlık yaşamım boyunca okuruma hep sıra arkadaşım muamelesi yaptım. Benim gördüğüm filmi o da izlesin, benim okuduğum kitabı o da okusun, benim üzerine kafa yorduğum konuları o da düşünsün, hafta sonlarımız birbirine benzesin istedim.”

“Bir yazarın okudukları, dinledikleri, seyrettikleri, düşündükleri, izlenimleri hakkında bir çift söz etme gereksinimiyle kaleme aldığı irili ufaklı notların, başkalarının yaşamına renk, soluk, canlılık kattığını; onda öğrenmek, izlemek, katılmak, paylaşmak arzusu yarattığını görmek başlı başına bir yazı mutluluğudur.”

"İyi yazılmış notlarda ayaküstü sohbet etme tadı vardır. Hayat, geçerken birbirine uğramış insanların birbirlerinin kapısına bıraktıklarıyla da çoğalır. Benim bu notlarla yapmaya çalıştığım kısaca budur."

Murathan Mungan

PDF İNDİR




Max Frisch - Sorular, Sorular, Sorular

 


Max Frisch - Sorular, Sorular, Sorular

Max Frisch'in yeni bir yazınsal tür olarak önerdiği ve Literatüre sağladığı katkıyla, "soruşturma" adı altında kaleme aldığı SORULAR, SORULAR, SORULAR; insan soyunun korunması, evlilik, kadınlar, umut, mizah, para, dostluk, babalık, anayurt, mülkiyet, ölüm, ahlak, alkol, teknoloji temalarında zihin açıcı, kişinin kendini sorgulamasına kapı aralayan, ikili konuşmalarda ve toplumsal tartışmalarda ortak zemin oluşturan varoluşsal meselelere dair 351 soruluk, aydınlatıcı ve eğlenceli bir dizi "anket/sınav".

Max Frisch, insan varoluşunun temel meseleleri üstüne kurguladığı on dört soruşturmada düşünme edimini soru sorma eylemiyle kışkırtıyor: içtenlikle yanıtlamak, kendi karşı - sorularını oluşturmak, esinlenmek serbest.

PDF İNDİR




 
SUPPORT / DESTEK : ATLAS
Copyright © 2014 ATLAS